Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşunda ve Gazetecilikte Manipülasyon

1919 yılından başlayarak toprakları işgal edilen Osmanlı İmparatorluğu'nun padişah yaveri olarak Samsun'a gönderilen 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal, yurtsever bir emir komuta zinciri tarafından âdeta “planlı” olarak bu yolculuğa çıkartılmıştır. “Benim doğum günüm 19 Mayıs 1919.” diyerek bağımsızlık ve istiklal hareketinin ateşini de Samsun'a ayak bastıktan kısa bir süre sonra yakmıştır. Büyük mücadelenin başlamasıyla birlikte yeni devletin kuruluşu olan 23 Ekim 1923'e kadar geçen hızlı süreç, tarihsel olarak bakıldığında “kısa” sayılabilir.
Son derece zahmetli, acılı, kanlı, yaralı ve yoksulluk dolu geçirilen yıllarda küllerinin ardından yeniden doğmaya çabalayan Türk ulusu, Türk devleti ve ülkemizin vatandaşları tek bir kelimeye odaklanmışlardır: Umut!
Bu çalışmada; Türkiye'nin kurtuluş, Cumhuriyet’in kuruluş döneminden ve hemen sonrasından Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatına kadar geçen sürede yaşanan manipülatif, ilginç ve önemli olayların satır başları ele alınmıştır. Bunu yaparken de genç devletin iç ve dış odaklar tarafından ne derecede yıpratıldığının kanıtları sergilenmiştir.

“Ama genellikle gazete bize bir düşünce, bir alarm, bir uyarı iletir… Şimdi siz okuyucuyu düşünün: Tek tek ele aldığında bu haberlerin hiçbirini umursamayacaktır ama haberlerin dördü bir araya geldiğinde onu o sayfada kalmaya mecbur edecektir.”
Umberto Eco