Batıda barışın sembolü olan bilim bütün gelişmişliğiyle doğu tarafından gereken her şeyi yapılmışken batı bilimi sadece tekel ve bu yaklaşımlarda gelişen zümre ve kişi odaklı bir sosyal düzen oluşumu için kullanmıştır. Ve bu sırada başardığı kan dökmek ve getirdiği sefalet de onun gözlerden uzak tutmaya çalıştığı yeteneğidir. İşte İstiklal savaşı bu anlamda bütün insanlık için bir kurtuluşun adıdır. Ve bu sosyal olayın tüm dünyaya duyurulması da nasıl verildiği ve nasıl bir cumhuriyet kurulduğunun bütün açıklığıyla cihana ilanı ile mümkündür. Bu nedenle Türk devletinin varisleri sadece karşı ideolojik unsurları içerdiği için bulundukları yerlerin rejimlerine karşı mücadele etmemişlerdir. Onlar insanlığın yarınını düşünerek bütün azim ve gayretleri ile Anadolu'da Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre, Hacı Bayram-ı Veli ve Mevlanaların insan merkezinde devlet anlayışlı yürüyüşünü açık küresel siyaseti ile başlatmışlardır. Bu amaçla iki bin yılın mirası olan Türk dünyasından Doğuyu ve Batıyı aynı anda bu güneşle aydınlanmasını sağlamak amaçlı olarak Türkiye cumhuriyetinin kuruluş temellerinin atılmasında ecdat emaneti ne kadar maddi varlıkları var ise seferber edilmiştir. Ve bu nedenle de kurulmuş olan cumhuriyet haklı olarak Türkiye cumhuriyeti adını almıştır. Dikkat edilirse din ve metafizik denilince, mucizeler akla gelmesine rağmen bu dönemde yaşanmış sosyal gelişmeler mucize beklentisi ile gerçekleşmediği gibi sosyal hukuku sağlamaktadır. Burada yaratan bir fenomen değildir. Ancak yaratanın razı olabileceği bir sosyal uygulama akil yol seçmek fırsatı doğmuştur.
Yaratan, sadece yeryüzünün beşeri ve diğer yaratılmışlar olarak yönetiminde gücüne sığınılandır. Fakat din uluları bu gerçek sosyal hayat unsurlarını belirlemede mucizeler ile hareket etmemişlerdir.
Bütün saldırdılar medeniyetin merkezi olan, yaşatılan yasalarla devletin özünde buluşulabilecek topraklara yapıldı. Fakat bu yaklaşım karşısında daima devletin köklerinde hayat bulan bir irade ile karşılarında durdu. Ideoloji ile cihanın dört bir tarafına yayıldılar ancak ordularının oralara ulaşmasına Çanakkale ve Kutülamare savaşları ile dur denildi.
Medine Anayasasını devletin temeline yerleştirilerek cihanda 2200 yıllık süren hakkın saltanatını yerine getirmek mücadelesinde hukuka ters düşenler, hangi dine ve ırka ait olurlarsa olsun adil yargılandılar, bu yargı sistemleri ile barışsever bir dünyanın kalbinde saltanat kuruldu. Emperyalizm, son yüzyılda askeri başarısızlıklarını bilimin metafizikle karıştırıldığı ve toplumlara sunulduğu ekonomi ve sosyal sistemlerle birlikte ayırımcı bir siyasi çalışmalar başlatmıştır. Bu çalışmalar çağımızda yaşanan iki büyük cihan savaşına neden olurken döneminde en güçlü devlet olan Osmanlının yönetim yapısını derinen sarsan, stratejik anlamda büyük yanlışlıklara neden olabilecek bir kültür atağı başlatmıştır. Öncelikle devleti etnik yaklaşımlı iştah kabartan kültür yaklaşımları ile yalnızlaştırma yolunu seçerek, Türklerin yaşadığı farklı devlet yönetimleri altındaki yerlerde farklı etnik yapı olarak, devlete kaşı tehdit oluşturan, terörist muamelesi görmesi yolunu açmıştır. Türk soykırımı olarak ifade edilen katliamlara zemin bu şekilde başlatılmıştır. Türkleri yaşadıkları yerlerde, ileride Anadolu merkezli söz konusu bir Turan devleti yaklaşımından uzaklaşılması projesi olarak da ifade edilebilecek bir büyük felaket yaşanmıştır. Avrupa'da, Rusya'da, Çin'de, Iran ve Arap ülkelerinde mevcut yönetimlere ileride alternatif olacak korkusu ve düşüncesiyle Türk soyuna karşı din farkı gözetilmeksizin büyük katliamlar sahnelenmiştir. Bunu mevcut ekonomik sistemlerinin ideolojileri gölgesinde haklı nedenleri bulunduğunu vurgulamak üzere kökten dinci yakıştırmaları ile yaparken dünyada bir Müslüman gücünü siyaseten gerektiği gibi temsil edilemediği bir ortam oluşturarak yapmak istemiştir. İşte bütün bunlar yaşanırken Türk dünyasında Anadolu'da yaşananlara seyirci kalınmadığı, bunun Türk yazınında belirgin olarak görüldüğü gibi Buhara emirliğinin ve orta Asya Müslümanlarının ortak çalışmasıyla Türkiye cumhuriyeti kuruluşuyla bir fenomene dönüştürüldüğü gerçeği ile karşılaşılmıştır. Atatürk bu olayı, Ahmet YESEVI ekolü ile Anadolu'ya gelen orta Asya Türk devlet felsefesine siyaseten verilmiş bir destek olarak algılanmasını ister. Hayatı boyunca da bu savı destekleyen siyasi ve sosyal tutum içerisinde bulunur. Devlet için gerekli iç barışı; Musevi, Müslüman, Hristiyan ayırımı yapılmadan; onu devlet anlamında bir güç olmasından endişeye kapılan emperyalizmin beyni olan Siyonizm' e karşı, gelecek kuşakların bu yok oluşa dur diyebilmeleri için bir yol göstermiştir. Devleti bu farklılıkları Hz. Peygamberin Medine vesikasıyla belirlediği metot üzere; öncelikli olarak yaratılmışın yaratanından dolayı sevilmesi yaklaşımlı devlet anlayışıyla, Türkiye cumhuriyetini ebedi insanlık mirası olarak cihana ilan etmiştir.
Taksitli alışveriş için sipariş tutarınız 100₺ ve üzerinde olmalıdır.
Taksit Sayısı |
Aylık Tutar(₺) |
Toplam Tutar(₺) |
Peşin | 243,00 ₺ | 243,00 ₺ |
2 Taksit | 121,50 ₺ | 243,00 ₺ |
3 Taksit | 81,00 ₺ | 243,00 ₺ |
4 Taksit | 60,75 ₺ | 243,00 ₺ |
Taksit Sayısı |
Aylık Tutar(₺) |
Toplam Tutar(₺) |
Peşin | 243,00 ₺ | 243,00 ₺ |
2 Taksit | 121,50 ₺ | 243,00 ₺ |
3 Taksit | 81,00 ₺ | 243,00 ₺ |
4 Taksit | 60,75 ₺ | 243,00 ₺ |
Taksit Sayısı |
Aylık Tutar(₺) |
Toplam Tutar(₺) |
Peşin | 243,00 ₺ | 243,00 ₺ |
2 Taksit | 121,50 ₺ | 243,00 ₺ |
3 Taksit | 81,00 ₺ | 243,00 ₺ |
4 Taksit | 60,75 ₺ | 243,00 ₺ |
Taksit Sayısı |
Aylık Tutar(₺) |
Toplam Tutar(₺) |
Peşin | 243,00 ₺ | 243,00 ₺ |
2 Taksit | 121,50 ₺ | 243,00 ₺ |
3 Taksit | 81,00 ₺ | 243,00 ₺ |
4 Taksit | 60,75 ₺ | 243,00 ₺ |
Taksit Sayısı |
Aylık Tutar(₺) |
Toplam Tutar(₺) |
Peşin | 243,00 ₺ | 243,00 ₺ |
Taksit Sayısı |
Aylık Tutar(₺) |
Toplam Tutar(₺) |
Peşin | 243,00 ₺ | 243,00 ₺ |